Satılan mal geri alınmaz devrini kapatıp, satılan mal geri alınır, devrini başlattığını söylediğimiz”, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa; aslında, sadece ayıplı mal ve hizmete karşı koruyor. Mal veya hizmet ayıplı değilse, geri verme hakkınız yok. Ayıplı olduğu belirtilen malları da geri verme hakkınız yok.

Kapıdan satışların önemi de burada ortaya çıkıyor işte…

Bir tek kapıdan satışta, satın aldığınız malı, ayıplı olup olmadığına bakılmaksızın, geri vermek hakkınız var.

Önceki yazımızda, domates – biber satışlarının, kapıdan satış sayılmadığını belirtmiştik. Nedeni; teamül ve iki milyon liralık, parasal sınır. O zaman kapıdan satış deyince aklımıza, daha çok çelik tencere gibi mutfak eşyaları ile, yatak takımı gibi eşyalar geliyor.

Dikkat edilirse bunlar, daha çok kadınların ilgilendiği türden eşyalar. Kapıdan satışların genellikle, çalışma günlerinde ve gündüz yapıldığı da göz önünde tutulursa, hedef kitle ortaya çıkar: Ev kadınları…

Sabah saat on-onbir gibi, kapı çalınır. Gelen, tanımadığınız, ama içeri bile almaktan korkmayacağınız, sevimli bir delikanlı veya güzel mi güzel bir kız. Çoğunlukla ikisi birden.

Hemen, çatal bıçak takımı açılır. Ya da bir tencere seti…

Belki gereksinimiz var ama o gün almak aklınızdan geçmemektedir. Paranız da yoktur üstelik. Ne gam: Ödeme koşulları öylesine uygundur ki siz farkına bile varmadan, gelip geçecektir taksitler…

Yatak takımı, özel mi özel…

Az bir peşinat, belki de hiç. Hemen senetler düzenlenir, satış sözleşmesi de imzalanır, hiç okumadan. Artık sizin de çelik tencereleriniz var, boy boy. Hem de kaliteli ve ayıpsız…

Akşam olur, baba eve gelir. Yorgun mu yorgun. Kafası, ay sonunu nasıl getireceğinin hesapları ile allak bullaktır. Küçük maaşlı bir memur için, kolay mı ay sonunu getirmek. Belki şefinden fırça da yemiştir. Çatacak yer aramaktadır, belki…

Pek konuşmadan sofraya oturulur. O akşamın yemeği, yeni tencerede pişirilmiştir. Olup biteni öğrenmeden önce, “farkı farketsin” diye…

Sonra kapıdan alınan şey ortaya çıkar. Hafif bir şaşkınlık ve kısa bir sessizlik. Kıyamet, satış sözleşmesinin sureti ortaya çıktığında kopacaktır.

Kavga gürültü, dayak bile mümkün. İtilmiş’lerimiz, pek de az değil çünkü. Üstelik İtilmiş’in gerekçesi her zamankinden daha güçlü. Senetleri ödeyebilecek parası yok…

İşte bu yüzden, kapıdan satışlarda, ayıplı olma şartı aramıyor yasa, “Bu tür satışlarda; tüketici yedi günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı, kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden, reddetmekle serbesttir” diyor.

Ev kadınları dövülmesin, istiyor…

Korkarım bir yazı daha gerekecek, kapıdan satışlar için. Yasa koruyor ama yolu – yordamı biraz karışık. Hilesini de buluyorlar. Bu yüzden, korunmak için bilinçlenmek gerek.

Gazete Ege, 7 Ekim 1996

Originally posted 2015-11-02 10:55:07.