Bismillahirrahmanirrahim Elhamdürillahi Rabbi’l-âlemin. (Gördüğümüz-görmediğimiz, duyduğumuz-duymadığımız, bildiğimiz-bilmediğimiz âlemlerin Rabbine hamd olsun.)

Ankara Cebeci de ilktekin ilkokuluna gitmeye başlamıştım, arada bize kısa filmler gösteriyorlardı. Birleşmiş milletlerin ve NATO’nun kuruluş filmlerini hayranlıkla izliyordum, sene 1951-52 olmalı.

Şimdi bakıyorum NATO dünyanın her yerinde üsleri var. NATO çatışmaları önlemek, savaşları önlemek, çocukları, kadınları ve aileleri korumak için kuruldu, birleşmiş milletler de aynı amaçla kuruldu. Herkes sesini duyurabilsin diye.

NATO amacından sapmıştır, birleşmiş milletler güçsüz ve etkisiz kalmıştır. NATO ve birleşmiş milletler birleşmeli. NATO bir Amerikan ve Pentagon üssü değildir, her ülkenin söz hakkı olmalıdır. Sadece Amerika ve Pentagon ne emrederse onun emirlerini yerine getirecek bir kuruluş değildir. Yoksa Amerikan halkını da yok edersiniz. Bir konu hakkında o bölgede yaşayan ailelerin fikri önerisini almak zorundasınız. Ne oluyor, savaş mı çıkaracaklar. O zaman ben de Meksika sınırında, Niagara şelalelerinde NATO üssü istiyorum.

Her iki taraf genç askerleri sınıra yağıyor, tırlar dolusu silahlar var. İkinci Dünya Savaşı taktikleri, o artık eskide kaldı yeni bir millenniumdayız. Bu konuda ilgili alakalı coğrafi konuma göre ülkeler fikirlerini söylemeli oturup anlaşma yapmalılar.

Kuzey yarımkürede veya güney yarımkürede coğrafi konum ticaret yollarında çalışacaklar, toplantı yapmalı, komisyon kurmalı, konuşarak anlaşmalı. Afrika, Amerika veya Güney Amerika ülkeleride aynı sorunla karşılaşabilir.

İkinci Dünya Savaşı’nda ve Japonya’da 1945’te atom savaşları gördük, savaş başlarsa sonra nerede biter Allah bilir. Her yerde nükleer reaktörler var. Asya, Amerika diğer kıtalar yok olabilir. Savaşın kazananı yoktur. NATO ‘nun Srebrenitsa‘da ne yaptığını da gördük. Nato değişmeli bir ülkenin sömürü üssü olmaktan çıkmalı.

Bütün dünya halklarına yardım etmeli, herkesin katkısıyla sorunlar çözülmeli. Çini beğeniyorum çünkü paylaşmacı, kurduğu sistemleri en son teknolojiyle kuruyor ve teknoloji transferi yapıyor. Putin zeki uzlaşmacı bir lider, fakat şu anda Amerika Karadenizi istila etmek istiyor. Amerika sömürücü paylaşmacı değil teknolojisinde vermiyor. Bu huyundan vazgeçmeli, ayrıca yapılan işler dünyamızı kirletmemeli geri dönüşümü olmalı. Bu konuda Al Gore’u çok beğeniyorum.

Derhal askerlerinizi, silahınızı geri çekin. Sorunlu yörelerin insanları ile aileleri ile konuşun. Paylaşımcı olun. Silahlarınızla değil medeniyetinizle, elbirliğiyle her sorunu çözebilirsiniz.

Şimdi bir Amerikalının bu bölgenin insanları ile uyum sağlayabilmesi için uzun yıllar geçirmesi lazım, yaşam tarzları, bakış açıları, felsefeleri, mantıkları, dilleri, düşünceleri çok zor uyum sağlar. Bu topraklardan Amerika’ya giden bir insanın da oradaki hayata uyum sağlaması zor olur. Kendi hayat tarzınızı yaşamaları için başka ülkelere baskı yapmayın. Anlaşmaya çalışın, empati kurun, önemli olan topraklardaki maden zenginlikleri ise o insanlarla işbirliği yaparak eşit şekilde beraber çalışırsınız. Savaş çıkararak bir sonuç elde edemezsiniz. Btün dünyayı mahvedersiniz, bir nevi kooperatif kurmamız lazım.

Sevgiyle, şefkatle, ülkelerin birbiri ile anlaşması dileği ile.

Sevinç Ayla Gönenç
2.2.2022

Not: Sayın Süleyman Soylu’yu tebrik ediyorum. Kades projesi mükemmel, özel harekatçıları da kutluyorum. Allah yardımcıları olsun.