Demir ağlarla ördük anayurdu’ diye övünerek büyüdü bizim nesil. Ve bu yüzden biz trenleri çok severiz… Eskiden, özellikle küçük kentlerde yaşayanlar, giyinip-Kuşanıp, trenleri seyretmek için, gar gezmesine giderlerdi.

Ben de İzmir’den İstanbul’a vapurla gitmeyi de severdim ama, daha çok, Bandırma hattından gitmeyi severdim. Çünkü; hem vapur vardı hem tren. İzmir Bandırma arasında, bir hızlı tren çalışsa, Bandırma-İstanbul arasında da deniz otobüsü, kara yolundan giden kalır mı acaba?

Yemekli vagonu olan hatlardaki yolculuklarımda, çay falan içmek için o vagonda da oturmuştum kuşkusuz. Ancak ilk tabldotumu, Mülkiye’yi bitirip Hazine ve Kambiyo Kontrolörü olarak İzmir’e turneye gelirken, moto trende yiyebilmiştim. Rosto, iç pilav, salata ve yanında da buz gibi Tekel birası… Ankara’dan İzmir’e kalkan trenler, hemen bozkıra girer ve kolay kolay da çıkamazlar. Eğer yaz veya güz ise, sarı ya da gri, yumuşak tepelerde tek bir ağaç bile göremeden, gider-gidersiniz. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış, iki katlı güzel bir taş bina. Altı yolcu salonu, üstü lojman. Binanın çevresinde, kocaman çınarlar, biraz arkadaki bir dere yatağının kenarında kavak ağaçları. Belki de çeşme çevresinde salkım söğütler: “Ağlama salkım söğüt ağlama…”

En Pahalı Taşımacılık

Ne yazık ki; 1950 sonrasında, demir yolu tutkusu, yerini kara yolu sevgisine bıraktı ve demir ağlar tamamlanamadı. Yeni hatlar açılmak bir yana, eskilerin bakımı ve ıslahı da yapılmadı. En pahalı taşımacılık olan kara yolu taşımacığını, bizim kadar çok kullanan bir başka ülke olduğunu sanmıyorum. Daha da kötüsü, her yıl, binlerce insanımız, trafik kazalarında, yok yere telef olup gidiyor.

Aslında ben, tren kazası yaşadım. Bilecik civarında toprak kayması olmuş. Lokomotif ve önden dört vagon, dereye yuvarlandıydı. Ben de kuşetten aşağı. Ama yine de tren yolculuğu, kıyaslanamayacak kadar daha güvenlidir…

Cumhuriyetimiz, Doğu-Batı demiryolu bağlantılarını, gerçekleştirmiş. Kuzey-Güney bağlantıları yok gibi. Trabzon’a tren yok. Sinop’a Antalya’ya, Muğla’ya da yok. Aydın-Muğla arası ne kadarcıktır. Tren yolu yapmak çok mu zor. Bodrum ve Marmaris’in hatırına, belki yakında oto-yol yaparız da trenyolu yapmayız.

Ben diyorum ki; gelin yeni bir demiryolu seferberliği başlatalım. Mevcutları ıslah edelim. İstanbul-Ankara hızlı trenininin bitirelim. Bir de İzmir-Bandırma arasına yapalım. Demiryolu, Trabzon’a, Ordu ve Giresun’a, Sinop’a ulaşsın. Antalya ve Muğla’ya da.

Bir de çok zorunlu olmadıkça, ileri teknoloji yerine, emek yoğun teknoloji kullanalım ki istihdam sorunu da hafiflesin. Asgari ücretten işe başlamaya razı olan herkesi, demiryolu ya-pımında çalıştıralım. Yol güzergahlarında, her 40-50 kilometrede bir, çalışma kampları kuralım. Geceleri, kamp ateşi önünde, işsizlikten kurtulmuş insanlarımız, ülkesi için iyi birşeyler yapmanın keyfiyle halay çeksin…

Gazete Ege, 28 Temmuz 1997

Originally posted 2015-11-02 10:51:09.